Konumunuzu seçin:

Ülke

KUKA, insan-robot-işbirliğinin psiko-sosyal yönlerini araştırıyor

KUKA, Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı ve Alman Spor Yüksekokulu ile birlikte nöromüsküler çalışmalar için robot tabanlı bir sistem planlaması içindedir.

28 Ekim 2020


KUKA üç yılı askın bir süredir RoSylerNT araştırma projesinde çalışıyor

Spor Yüksekokulu nöromüsküler çalışmalar için robot tabanlı sistemlerin testinde özellikle fiziksel parametrelere önem verirken, KUKA teknolojiyi kabullenme, korku ve güven gibi psiko-spsyal etkenleri araştırmaktadır. KUKA’da Kurumsal Araştırmada Robot Teknolojisinin Sosyal Etkileri Alanında Kıdemli Analist olan Nadine Bender: “Ürünlerimizle çalışma dünyasını değiştiriyoruz, bu sebeple bu değişimin insanlar üzerindeki etkileriyle de ilgilenmeliyiz. Bu toplumsal sorumluluğun farkındayız.”
İnsan-robot-işbirliğinin psiko-sosyal yönlerinin araştırılması

Üç sistem testte

Bu sebeple, araştırma projesi içerisinde deneyler üzerindeki etkilerin araştırılması için yürütülebilir test sistemleri olarak çeşitli cihazlar geliştirilmiştir: Bir robot ayak presi, otomatik bir yürüme ve koşma antrenörü (örneğin bir kalp krizini atlatmış hastalar için) ve ağır nesnelerin işlenmesinde destek olan robot tabanlı bir taşıma yardımı. Sonuncusu KUKA tarafından geliştirilmiş ve otonom mobil bir platform ile iki LBR iiwa’dan oluşmaktadır. 
Test sistemlerinin denetimi

Taşımada yardımcı olarak robot

KUKA’nın sistemi Augsburg’ta deneye katılan 15 kişi tarafından test edilmiştir. Yaşları 18 ila 49 arasında olan deneye katılan kişiler, her gün soruları cevaplandırmış ve insan-robot-işbirliği sistemiyle görevler tamamlamıştır. Örneğin bir keresinde bir insanın, diğerinde ise bir robotun yardımıyla bir masayı taşımışlardır. “Robotla yapılan taşımada, kontrolün insanda olduğu ve robotun sadece yapması gerekeni yaptığı gayet açık bir şekilde belliydi. Bu şekilde iletişim sorunları önlenebildi.” diye belirtmiştir işlemden sonra deneye katılan kişilerden biri. “Genel olarak iletişim netti. Özellikle de tablet sayesinde açık talimatlar alınıyor.”
LBR iiwa, deneye katılanlara bir masanın taşınmasında yardımcı oluyor

Doğrudan robot ve insan arasında etkileşim

Çünkü sistem, sensörlerin ve Roboception kameranın yanı sıra, görsel geri bildirimleri mümkün kılan bir tabletle de donatılmıştır. “Deneye katılan kişilerin robota özel bir eğitimleri yok. Tablet üzerinden iletişim daha rahat sağlanıyor ve biz de etkileşimde güven oluşturabiliyoruz.” diye açıklıyor, KUKA’dan Nadine Bender teknik donanım seçimini.

Sistemde ayrıca navigasyonu kumanda edebilmek için bir çevre haritası ve bir fotoğraf veri bankası bulunmaktadır. Robot, entegre yüz algılama sistemi sayesinde karşısındaki kişiyi adıyla selamlamaktadır. Ayak presi ve yürüme antrenörü de dahil her üç sistem, insanların duruşunu, hareketlerini ve yüklerini algılayabilmekte ve bu sayede ilgili duruma göre kendilerini uyarlayabilmektedir. Böylelikle robotlar, kullanıcı ve hastalara aşırı yüklenilmemesini ve hatta tehlikeye atılmamalarını garanti altına alabilmektedir. Deneye katılan kişilerden biri: “Kısa bir alışma süresinden sonra, robotun bana nasıl tepki verdiğini, ne yaptığını ve ne yapmadığını çabucak anladım. Örneğin kısa bir süre içinde, robotun ani, telaşlı hareketlere yatkın olmadığını anladım.”

KUKA temel araştırmaya odaklanıyor

KUKA, Köln’deki Spor Yüksekokulu ve BMBF ile birlikte temel araştırmalar ağında yer almaktadır. İnsan-Robot-İşbirliği konusunda tek tük araştırmalar mevcut olsa bile, KUKA için deneylerde özellikle psiko-sosyal yönler önemlidir. Bunların sonuçları sonradan diğer ürünlere de aktarılacaktır. “Özellikle bakım alanında robotlarla işbirliği gittikçe daha da önem kazanmaktadır. Fakat sanayide de artık sık sık insanlar ve akıllı makineler doğrudan birlikte çalışmaktadır.” diye vurguluyor Nadine Bender.

Augsburg’ta gerçekleşen test haftasındaki sonuçların değerlendirileceği araştırma projesi, 31 Ocak 2021 tarihine kadar devam edecektir. Her iki sistem Köln’de de aynı kapsamda değerlendirmeye alınacaktır. Proje müdürü Dr. Uwe Zimmermann: “Şu an psiko-sosyal araştırmaların yanı sıra, başka ürünlerde kullanılabilme ihtimali olan yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesine de önem veriyoruz. Sonuç olarak, aktif bir şekilde güç kullanabilen ve bu sayede insanlar için interaktif bir yardımcı haline gelecek, geliştirilebilir bir robot sistemi üretmek istiyoruz.”